Yazmayı masraflı hâle getiren en önemli şey, ona harcadığınız zamandır. Başka bir deyişle,
yazmak için gerekli birikimi elde etmek ve yazı yazabilmek için gerekli olan
zamanı, başka olası etkinliklerden uzak kalarak kazanabilirsiniz. Ben
çayımı-kahvemi alıp, sıcak bir yerde, piyano sesi eşliğinde ve keyifle yazıyor
da olsam, fırsat maliyeti teorisi açısından, masraflı bir tercih yapmış
olmaktayım!
Yazmanın masraflı olduğunu anladığınız an, önünüze
iki seçenek çıkar. Birisi arenadaki seyircilerin takdirini değil, acilen ilgisini
çekecek şekilde yazmak ve bu işten daha çabuk ve yoğun bir şekilde para
kazanmak. Bunun için, daha geniş bir kitlenin dikkatini çekmeniz gerekir.
Dolayısıyla sulandırılmış romantizm tarzında, sansasyonel bir şekilde, duygusal
tavırla veya “gıcık” bir şekilde yazmalısınız.
İkinci seçenek ise, ilgi-çeksin veya çekmesin,
gözlemlediğiniz ihtiyaçlara göre yazmaktır. Bu seçenekle, yazarlıktan geçinmek
veya daha ötesini kazanmak, uzun bir süreçtir. Çünkü inşa çabası ve olumlu
tavır takdir toplarsa da hemen ilgi çekmez. Oysa siz biriktirdiğiniz takdirle
değil, size olan ilginin getirdiği para
ile alış-veriş yapabilir ve kitaplarınız çok satarsa, yeni baskılar yapabilir
veya yeni kitaplar yayınlatabilirsiniz. Partizanlık yapmak da bana göre değil; çünkü
ben bir partiye değil, bir davaya adanırım ve oy vermekte olduğum partiye bile
adanmış değilim! Bilgim için davet ederlerse, konuşurum, ama “ulufe” olsun diye
davet ederlerse gitmem! Çünkü ulufe, sizi doğrucu olmaktan alıkoyar! Yolunuzu
kaybetmeye başladığınızı bilmek, faturalarınızı nasıl ödeyeceğinizi düşünüyor
olmaktan, daha acıdır!
Ben eğitimciyim, iyi bir insana baktığım zaman,
aslında onun aynı zamanda büyük ve kullanmadığı negatif potansiyeli olduğunu
görürüm. Ama ülkemizde bunun okur-yazarlığı zayıftır. Önce serserilik
edip-sonra tövbekâr-efendi olursanız, sizi her yere davet ederler. Yanlış bir
yoldan dönenlere saygım büyük; Allah yollarını açık etsin. Ama bir potansiyeli
takdir etmek için, önce negatif hâlini görmek zorunda mıyız?
Birinci şekilde, yani ne olursa-olsun dikkat çekici
bir tarzda yazmak benim “işime” gelmez. Çünkü bir şeyleri bilmek sorumluluktur.
Ben yurdum insanını ve özellikle gençlerini iyi tanıyorum. Yanlış şeyleri bir
yana bırakın, düzgün cümlelerimin onların zihinlerindeki olası etkilerini,
çağrışımlarını ve akıllarına gelebilecek olan yan anlamları bile hesaplıyorum.
Yoksa bir küheylan, cam eşya mağazasına dörtnala
girerse nasıl kırılmadık eşya kalmaz, onun gibi ben de kalemimi serbest
bıraksam, okuyan her insanın kalbinde ve zihninde berelenme olur. Ve kendi dudağını ısıran insan nasıl garip bir
şekilde zevk alır ve devam eder, onun gibi benim yazılarımı okumaya devam
ederler!
Ama Birisi herkesi gözetliyor! Ben de yazıya veya
söze dökülen cümlelerimi oduncu kantarıyla değil, kuyumcu terazisiyle tartmaya
devam edeceğim.
Savaş ŞENEL: İngilizce Öğretmeni, İletişim Danışmanı, Okunaklı-Anlaşılır Yazarlık Koçu
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR