Öğrencilerime, danışanlarıma, simit aldığım simitçilere kısaca herkese yazmalarını tavsiye ediyorum. El attıkları şeyleri zirveye çıkarmaları gerektiği düşüncesinde ve daha önemlisi hissinde olan veya başarısız olmaktan ürken muhataplarım hemen “benden iyi bir yazar olur mu?” sorusunu soruyorlar. Ben de cevaben bu sorunun cevabını bilmediğimi, aslında “iyi bir yazar olma” kavramından ne anladıklarını da bilmediğimi söylüyorum. Fakat yazmanın en başta yazan kişiye nefes alma imkânı verdiğini söylüyorum. Sonrasında yazılanların mutlaka birilerinin zihnine, yüreğine dokunacağını anlatıyorum.
Bence herkes yazmalı… her gün birkaç cümle olabilir,
paragraf da olabilir veya kocaman bir yazı olabilir. Kişi günlük tutabilir,
başka bir isimle, yani bir müstearla yazabilir veya kendi adıyla yazabilir.
Fakat bence herkes yazmalı.
Peki insanlar yazmaktan neden korkarlar? Bu soruya cevap
olarak birkaç düşüncemi paylaşayım:
Yazmak, insanın kendisini önemsemesidir. Gurura kapılması,
havaya girmesi veya başkalarını hor görmesi değil, kendisine lütfedilen bir
hayat olduğunu ve bundan öğrendiklerini paylaşması gerektiğini kabul etmesidir.
Bu anlamda kendisini önemseyen insan sayısı fazla değildir. Çünkü bu
önemsemeyi, gururlanmakla karıştırırlar. Evet hayattan topladığımız şeyler,
bize çok önemli gelmeyebilir, yaşadıklarımızdan çıkardığımız şeylerin veya
bunların sadece dile getirilmesi bile, ummadığımız sayıda kişiye ilham ve
cesaret verebilir.
İkinci bir sebep de insanın kendisiyle yüzleşmesinin zor
olmasıdır. Yazmak için kendinizi dinlemeniz, kendinizi anlamaya çalışmanız
gerekir. Bu da yeni keşifler demektir. İnsanın kendisini keşfetmesi, kendisiyle
ilgili kimi şeylerin farkına varması her zaman keyifli olmaz. Yüzleştiği şeylerle baş edebilmesi de kolay
olmayabilir, ama bilmek, farkında olmak, bilmemekten veya farkında olmamaktan
daha iyidir.
Yazmak zaman ister. Zaman gerektirmeyen ne var ki? Bu da
bize zor gelebilir. Fakat kısa cümleler de olsa, her gün birkaç satır yazmak
mümkündür. Sonrasında kendinizi tutamayıp, paragraflar, denemeler
yazacağınızdan eminim.
Gelelim yazmanın inceliklerine. İşin belki de en “gıcık”
yanı budur. Zihninizdekileri-gönlünüzdekileri yazıya dökmenin çok da kolay
olmadığını fark edersiniz. Kendinizi güzelce ifade etmek, yani okura ulaşmak ve
sizi yalnız başına net bir şekilde anlamasını sağlamak emek ister. Fakat kalemi
köle zannetmeden, onun huyunu suyunu anlayarak ve gerekirse, bu konuda destek
alarak bu hedefe de ulaşabilirsiniz.
Herkes yazmalı diyorum kısaca.
Savaş ŞENEL: İngilizce Öğretmeni, İletişim Danışmanı, Okunaklı-Anlaşılır Yazarlık Koçu
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder