Bir sosyal medya paylaşımında “idealist-düşünür mizaçlı birisi,
bir çapkından daha incelikli iltifat eder; bu iki profilin farkı ise, idealist-izaçlı
birisinin her zaman iltifat edeceğinin garanti olmamasıdır” demiştim.
Sözünü ettiğim şey, sizlerin de büyük ihtimalle anladığı
gibi, yazarken neyi önemsediğimizle ilgilidir. Ne olursa olsun, okurun gönlünü
kazanmayı mı önemseriz yoksa kimi zaman onunla ters düşmeyi de göze alır mıyız? Asıl
soru bu.
Yoksa bildiği doğruları kaleme alan bir yazar da özel
hayatında çapkın olabilir veya her durumda okurun istediğini yazma çabasında
olan bir yazar özel hayatında çapkın bir tavra sahip bulunmayabilir.
Doğru bildiğini yazan bir yazarın da büyük bir okur
kitlesi olabilir. Kendi tarzında sebatla, uzun bir zaman direnmiş de olabilir, kolayca kabul görmüş de
olabilir. Yazarın kendi yolunda gitmesi, okurun beklentileriyle mutlaka çatışacağı
anlamına da gelmez. Doğru bildiğini yazan birisinin hırçın olması da gerekmez;
yani okurun elinden tutarak onu incitmeden onun bir takım şeyleri fark etmesini
de sağlayabilir.
Fakat başından beri her şartta okuyucunun beklentisini esas alan olan yazar
çapkındır. Kimi alanlarda bu sorun da olmayabilir. Fakat özellikle toplumsal konularda farkındalığa sahip olduğu hâlde her şartta okur memnuniyeti arayan kişi "çapkındır" ve bu üzücüdür. Doğru bildiklerini yazma alışkanlığı varken, sahip bulunduğu
okur kitlesini ve/veya bu kitlenin getirdiği avantajları kaybetme endişesiyle, o kişinin okura oynamaya başlaması da "çapkınlaşma" anlamına gelir ve buda üzücü bir durumdur.
Bugün, çapkınlar özellikle muhafazakâr “edebiyatın”
sorunudur. Kendi çocuklarına vermedikleri tavsiyeleri okurlarına vermekte,
doğrudan nefsin arzularını anlatmamakta, fakat gönül dünyasına dair ayar bozucu
mesajlarıyla özellikle yeni yetme dindar gençleri manipülasyona hazır hâle
getirmektedirler.
Bunların yazınında İslam, aşk, ruhaniyet, buğudur. Gerçek
ilişkilerin dinamiklerini anlatmamaktadırlar. “Celladını bile seveceksin” tarzı
mesajlar veren ve kızı olduğunu bildiğim bir yazara “beyefendi, bu tavsiyeyi kendi
kızınıza da verdiniz mi?” sorusunu tweet atarak sordum. Tepkisi beni engellemek oldu. Hâlbuki “Savaş Bey,
size yanlış gelebilir, ama bu tavsiyeyi kendi kızıma da veriyorum” deseydi,
nasihatını onaylamamakla birlikte, onun iç ve dış bütünlüğüne sahip birisi
olduğunu düşünecektim.
Bunlar su muhallebisi gibi yazarlardır. Din ticareti
yapmakta ve yeni yetişen dindar gençleri yanıltmaktalar. Takipçileri adedince
sorumludurlar. Zor zamanlarda dalgaya binmeye çalışırlar. Fark ettikleri
hakikatlerin veya İslamî ilkelerin, kendilerini zora sokmayacak kısımlarını
anlatırlar. Gerekirse, sahip oldukları şeyleri, hakikat uğruna kaybetme
şeklindeki maskulen bir duruştan çok, sahip oldukları şeyleri ne olursa olsun korumaya yönelik "hayatta kalmacı" bir duruşları vardır.
Allah yardımcımız olsun!
-----------------------
Blogun Facebook Sayfası: Latif İnsan - Yazarlık Okulu
---------------------
---------------------
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder